
Firmalar kurulur veya yoluna devam eder, ya büyür, ya da maalesef ki kapatılır.Firmaların büyümesi aslında sanılanın aksine çok da zor değildir.Sadece bir kaç referansınızın oluşmasıyla evrenin ta öteki ucuna ürün ve hizmetlerinizi ulaştırabilirsiniz.Bunu yapmak için sadece bir kaç itici güce ihtiyacınız vardır. Bunun kafanızda daha iyi şekillenmesi için betimleme yapacağım;
İlk olarak butik bir çikolatıcı dükkanı açtınız.Çikolata iyi bir seçim.Kim sevmez çikolatayı?… Çikolata yapmak için bütün malzemeler elinizde ve üretim gücünüz yüksek ve biliyorsunuz ki çikolataya büyük de talep var ama büyük bir sorun var! Müşterilerin sizden haberi yok.Belki de sizin çikolatalarınız malum markalarınkinden daha çok sevilecek gönüllerde taht kuracak ve size milyonların kapısını açacak ama maalesef ki kimse sizi bilmiyor, bilinmediğiniz için de ürünlerinize talep olmuyor?Yani işinizi iyi yapın müşteri sizi bulur denen bir olay vardı maalesef kayboldu gitti.Bunu şöyle anlatabilirim; ne kadar iyi iş yapsanız da aynı rafta bir siz bir de televizyonda, arabaların, otobüslerin üstünde logo‘ları bulunan bir firmanın ürünü bulunsun sizin ki içerik olarak daha zengin fiyat olarak daha uygun olsun, acı sonu siz de ben de çok iyi biliyoruz maalesef ki Reklam o kadar güçlü ki ne yaparsanız yapın önüne geçme ihtimaliniz çok düşük…
Şehre epey uzak bir mecrada olsanız yıllardır çikolatacı da olsanız sizden başka kimse de olmasa, reklamları iyi yönetilen bir diğer çikolatacının sizin sadece 1 günde rakibiniz olması o kadar kolay ki firmanızı kurduğunuz iyisiyle kötüsüyle, yıllarca emek verdiğiniz, müşterileri teker teker topladığınız, kimi zaman toptancılarınıza ödemeleri geciktirdiğiniz kimi zamanda göğsünüzü gere gere ödemelerini yaptığınız bir firmanız var ve diğer bir yeni yetme firma sadece bir günde tahtınıza oturuveriyor.Piyasa savaş meydanına dönmüş durumda ve ne kadar askeriniz olursa olsun “Stratejiniz olmazsa yani gemileri zeytinyağı ile karadan yürütmezseniz” bu savaşta kaybeder veya birilerine boyun eğersiniz.
Sektörünüzün Fatih’i olun
Çok zor değil elinizde emin olduğunuz bir ürün varsa.Bizim gibi profesyonellerle görüşün.Ürününüzü bize tanıtın, test edelim, testin sonuçlarına göre gerçek anlamda nasıl bir yol izleyeceğimizi çizelim. Hedefler koyalım ve hedeflere destek olacak yıllık projeler çıkaralım.Sonra olayı biraz renklendirelim ambalaj tasarımı, algı yönetimi, broşür tasarımı, afiş tasarımı, katalog tasarımı, web tasarımı, internet reklamları, tanıtım filmi, televizyon reklamları, üretim yeriniz ve iletişim ofisiniz için tabela tasarım işlemlerini gerçekleştirelim, durumun akıbetine bakıp B-C-D planları yapıp bir anda parlamalar Reklam Kampanyası Tasarlama işlemleri yapalım.
Hiç zor değil.Reklamı olmadan büyümüş ve insaların gönüllerinde yer edinmiş Koç-Sabancı tarzı holdinglere bakın.Analiz edin hiç bir karşılık beklemeden verdikleri bursları, gerçekleştirdikleri yardım kampanyaları, etkinlikler… Bir kısmı vergi için evet kabul ediyorum ama o imkanlardan yararlanan insanların o markaya o firmaya duyduğu vefa duygusunu hissedin. Peki bu Holdinglerin sahip oldukları markalar mesela Sabancı Grubunun Teknosa’sı nasıl oldu da bu hale geldi ? Ankara ve İstanbul’da her semtte bir Teknosa’ya rastlamak mümkün. Bence Sabancı ilk açılışında tüm yatırımını Teknosa’ya yatırsaydı şu anda var olan Teknosa mağazaları kadar çok mağaza açamazdı. Evet sihir burda devreye giriyor.Dilden dile dolaşan,televizyon karşısında geçirdiğiniz keyifli dakikaların aralarında karşınıza çıkan o markaların arkasındaki bu isimler size ve tüm izleyenlere güven veriyor.Sürekli isimlerini görüyorsunuz hatta evinizin bulunduğu sokakta bir bilgisayarcı olmasına rağmen güvendiğiniz tercih ettiğiniz Teknosa’dan alışveriş yapıyorsunuz.Gördüğümüz her şeyin insanlar olarak bizlerin üzerimizde çok önemli bir etkisi var.Bunu izlediğim bir filmdeki bir sahneden örnek vererek açıklamak isterim.Filmin başrolünde Will Smith var.Will Smith usta bir dolandırıcıyı oynuyor.Ekibe yeni dahil ettiği hırsız olan fakat içinde bulunduğu operasyondan haberi olmayan kız arkadaşıyla bir futbol maçı izlemeye gidiyorlar derken aralarında ufak bir iddia oyunu başlıyor. Örnek olarak bir tanesini söylemek gerekirse Will Smith 10 saniye sonra şu futbol oyuncusu burnunu kaşıyacak diyor futbolcu kaşır Will’in söylediği olursa Will olmazsa kız kazanıyor derken olaya kayıtsız kalamayan bağımlı ve bir o kadar da zengin, kumarbaz olan hedef de oyuna dahil olmak istiyor.Will bilerek bir kaç el iddia’nın konusunu istediği rakama çekebilmek için müsamaa gösteriyor ve kazanmasına izin veriyor.Will her kaybedişinde gidiyor ve elinde bir çanta dolusu para ile geri dönüyor.Adam sevinçten havalara uçuyor ve Will son hamle için kendisini acınası bir durumda gösterip adam’a son bir teklifte bulunuyor.Dudak uçuklatıcı bir rakam.Will bu rakamı veriyor ve kızın eline bir dürbün veriyor. Sahaya bakıp gözüne kestirdiği oyuncunun numarasını bir kağıda yazmasını istiyor.Will bunu bilebilirse kazanacak fakat adam bunu kabul etmiyor ve Dürbünü kendi eline alıyor ve kendisnin bakıp bir numara yazacağını söylüyor.Buraya kadar herşey normal ama asıl plan şimdi başlıyor.Lütfen videoyu izleyin bu arada adam 55 numaralı futbolcuyu seçiyor.(Videoyu izledikten sonra yazıya devam edebilirsiniz.)
Film gerçekten enfesti yazı bitiminde okumanızı tavsiye ederim.Tabi film ve bizim yapacağımız şeyler arasındaki tek bağlantı az önce videoda izlediğiniz iddia düşkünü iş adamının zihniyle nasıl oynandığı.İşte biz buna algı yönetimi diyoruz.Bir yerlere işaretler koyuyoruz ve insanlar bizleri takip ediyor.Hiç şüphelenmeden hiç kuşkulanmadan.Anlayacağınız bir çikolata dükkanınız var ve bu çikolata dükkanınızı büyütmek istiyorsanız çağın gerekliliklerine ayak uydurmak ve bir profesyonelle çalışmanız şart.Yoksa kim sevmez çikolatayı…